Turkiye’nin epeyce batisinda yasamanin avantajlarindan biri de, saat farki sagolsun, ertesi gunun gazetesini geceden okuyabilmek. Dezavantaji ise sinirden kacan uykuyu bir an once yakalamaya calismak. Dun gecenin uykukaciran odulu Akif Beki’nin Radikal’de cikan “Bahsis Devrimini Baslatan Yazi” adli calismasina gitti.
Yeme-icme yazarlarinin zannediyorum “hadlerini asip” “yuksek siyaset” yazmasina icerleyen Beki sazi eline almis, “orta sınıf halka ve onun sıradan dertlerine nasıl yabancılaştığını” gostermek icin Turkiye’nin kanayan yarasi olan bahsis sorununa egilmeyi uygun gormus. Tam isabet.
Titreyen bir ekonomi ve aylardir cereyanda kalmis bir dispolitikanin ulkeyi yataklara dusurdugu bir donemde polis siddeti ve gencecik insanlarin olumleriyle kapkaranlik bir yazi geride birakan Turkiye’nin orta sinifinin en buyuk problemi elbette ki bahsis muessesesi.
Zira Turkiye’de hanehalki harcamalarinin %6’dan az bir kismi bahsisin anavatani olan lokanta hizmetlerine gidiyor (TUIK Istatistiklerle Turkiye Raporu, 2012: 87). Bu da Akif Beki’nin ulke gercekleriyle ne kadar yakindan ilgilendiginin acik bir gostergesi.
Ulkemizde orta sinifin ikincil dertlerine bakalim. Mesela, Iskur’un 2012 verilerine gore lise sonrasi (onlisans, lisans, master, doktora) egitim almis kayitli issizlerin tum issizlere orani yuzde 18,8. Yani, her 5 kayitli issizden 1’i en az iki-yillik universite mezunu, yani orta sinifin bel kemigi olarak gordugumuz kisiler. Gecelim. 2013 Temmuz ayi verilerine gore benzinin litre fiyati Avrupa’nin en zengin ulkeleriyle karsilastirildiginda bile Turkiye’de daha pahali: Hollanda’da litresi 1.8 euro olan benzin Turkiye’de 2 euro. Ote yandan Otomotiv Distributorleri Dernegi’nin raporuna gore Agustos 2013’te otomobil satislari yuzde 21 artmis. Orta sinif yeni aldigi arabasini simdi daha pahali benzinle doldurmak zorunda belli ki.
En ufak bir arastirma yapilmadan kaleme alindigi belli olan bu yazinin bilgi ve mantik eksiklikleri de cabasi. Ornegin Amerika’da hesaba %10 bahsisin otomatikman eklenmesi buyuk bir genelleme. Birincisi, otomatik olmayan, musterinin takdirine kalan bahsisin kabul goren orani Internal Revenue Service (ABD’de vergi sistemini duzenleyen kurum) verilerine gore %16, buyuk sehirlerde bu oran %20’ye kadar cikiyor. Ikincisi, cogu yerde % 10’un daha da ustunde olan “otomatik bahsisler” esasen bahsis degil “servis bedeli” (service charge) olarak adlandiriliyor ve genellikle buyuk gruplar halinde gelen (6 kisi ve uzeri) musteriye uygulaniyor. Bahsis muessesesinin Amerika’da bu kadar yaygin ve nezaketen-zorunlu olmasinin en buyuk nedeni ise bahsisin “gelir” (income) olarak gosterilmesi. Hatta kimi isletmelerde maas tamamen bahsis uzerinden veriliyor—fakat bunun hakkinda maalesef sadece anekdotal bilgim var.
Amerika’da taksiciye, barda bira sisesi acip musterinin onune koyan barmene bile bahsis verilirken Turkiye’de kebapci cikisinda tabakta birakilan 2TL’nin sosyolojik analizini yapmaya kalkismadan once biraz arastirma yapmak fena olmazdi. Bahsis muessesesi var mi, yok mu, varsa kalksin mi, bahsettigimiz ulke gercekten Turkiye mi anlayamadan biten bu yazi okuyucuyla alenen dalga gecmenin utanc verici bir ornegi.
Baska bir sey degil, okuyucu olarak istedigimiz biraz saygi!